4/10/2005

Yazar: Engin SARI Mail Yolla


BEL FITIĞI



Belimizde 5 adet omur kemiği vardır. Bu kemikler arasında da disk adı verilen kıkırdaklar bulunur. Disk, özel bir bağ dokusu organıdır ve omurganın dayanıklılığına, hareketliliğine ve zorlamalara karşı dirençli olmasına, omurgaya uygulanan şok şeklindeki darbelerin emilmesine ve kuvvetin çevre dokulara dengeli bir şekilde dağılmasına hizmet eder.

Bel fıtığı, beldeki omur kemikleri arasında bulunan ve adeta bir amortisör gibi görev yapan bu disklerin fıtıklaşması sonucu ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Disklerin iç kısmında nükleus pulpozus denen jöle kıvamında yumuşak bir bölüm, bunun dışında anulus fibrozus adı verilen daha sert bir fibröz tabaka, omur kemiklerine bakan yüzlerde ise her iki tarafta son-plak olarak adlandırılan kıkırdak yapılar vardır. Dıştaki tabakanın anatomik bütünlüğünün bozularak içerideki yumuşak kısmın dışarıya doğru taşmasına fıtıklaşma denir. Fıtıklaşan yani dışarıya doğru taşan disk, omurilik kanalı (spinal kanal) içinden veya kendisinin arka-yan tarafından geçmekte olan sinirleri sıkıştırır ve hastalık böylelikle kendisini belli eder .

Ayrıca fıtıklaşmış diskten ortama salınan bazı kimyasal maddeler de sinir köklerini etkileyerek ağrıya neden olurlar.














Nöroşirürji uzmanı doktor kesin olarak ameliyata karar vermiş ise, artık ameliyatı geciktirmemek gerekir. Çünkü gecikme neticesinde, hele kanal da darsa bazen felce kadar giden telafisi imkânsız problemler ortaya çıkabilmektedir. Buna karşılık zamanında yapılan, uygun ve yeterli bir cerrahi müdahale hastayı ömür boyu rahat ettirebilmektedir.



Mutlak surette ameliyat gereken hastalarda operasyonun hiçbir safhasında dokulara çıplak gözle müdahale etmeyip, ciltten itibaren görüntüyü büyüten mikroteknik ile çalışmakta yarar vardır. Çünkü binlerce yıl evvel Hipokrat tarafından söylenmiş bir tedavi prensibi olan "Öncelikle hastaya zarar vermeyiniz" sözü bugün de geçerlidir. Bel fıtığı operasyonlarında dar ve derin bir sahada, üstelik sinir kökleri gibi çok hassas yapıların çevresinde cerrahi girişim sürdürüldüğü için görüntüyü büyüterek çalışmanın yanında sahanın iyi aydınlatılması da önem arzeder. Bunun için ekibin lideri olan cerrah önceden bütün tedbirleri almalıdır.



Nöroşirürji uzmanı doktor kesin olarak ameliyata karar vermiş ise, artık ameliyatı geciktirmemek gerekir. Çünkü gecikme neticesinde, hele kanal da darsa bazen felce kadar giden telafisi imkânsız problemler ortaya çıkabilmektedir. Buna karşılık zamanında yapılan, uygun ve yeterli bir cerrahi müdahale hastayı ömür boyu rahat ettirebilmektedir.




Mutlak surette ameliyat gereken hastalarda operasyonun hiçbir safhasında dokulara çıplak gözle müdahale etmeyip, ciltten itibaren görüntüyü büyüten mikroteknik ile çalışmakta yarar vardır. Çünkü binlerce yıl evvel Hipokrat tarafından söylenmiş bir tedavi prensibi olan "Öncelikle hastaya zarar vermeyiniz" sözü bugün de geçerlidir. Bel fıtığı operasyonlarında dar ve derin bir sahada, üstelik sinir kökleri gibi çok hassas yapıların çevresinde cerrahi girişim sürdürüldüğü için görüntüyü büyüterek çalışmanın yanında sahanın iyi aydınlatılması da önem arzeder. Bunun için ekibin lideri olan cerrah önceden bütün tedbirleri almalıdır.



Böyle olunca sinir elemanları ve çevre dokular görüntü alanına büyütülmüş ve mükemmel bir şekilde aydınlatılmış olarak gelmekte, ciltten itibaren kontrollü gidildiği için lüzumsuz kanamalar olmamakta, daha emniyetli, temiz ve estetik, dokuları daha iyi koruyan, hatta ameliyat sonrası dönemde dikiş aldırmaya dahi gerek kalmayan, hasta için kolaylıklar arzeden bir cerrahi ortaya çıkmaktadır. Böyle bir cerrahi girişim sonrasında hastaların günlük normal aktivitelerine kavuşmaları da daha kısa sürede olmaktadır.



Ameliyatın, senelerce beraber çalışmış ve spinal cerrahi konusunda spesifik hale gelmiş tecrübeli bir cerrah, asistan doktor, anestezi uzmanı doktor, hemşire ve teknisyenden oluşan aynı ekip tarafından yapılmasında büyük yarar vardır. Çünkü binlerce ameliyat tecrübesini beraberce yaşayan deneyimli ekiplerde muazzam bir uyum ve tecrübe birikimi ortaya çıkmaktadır. Bu da elde edilen yüz güldürücü sonuçlara yansımaktadır. Hatta asistansta bile uzman doktor tercih edilmelidir.



Ameliyat esnasında hasta normalde yüzükoyun yatmış (prone) pozisyonda bulunmaktadır. Ancak bazı hastalar vardır ki çeşitli nedenlerden dolayı bu pozisyonda yatamayacak durumdadırlar. Böyle hastaların operasyonları yan yatar pozisyonda gerçekleştirilmektedir.



Cerrahinin gayesi, sinir elemanları üzerindeki basıyı ortadan kaldırmak, hastanın şikâyetlerini gidermek ve düşmüş olan hayat kalitesini yükseltmektir.



Bugüne kadar ciltten müdahale şeklinde (perkütan) farklı pekçok metod denenmiştir. Değişik metodlar üzerinde de halen çalışılmaktadır. Bu tarz yaklaşımlar konusunda önümüzdeki yıllarda önemli gelişmeler beklenmektedir.



Disk, endoskopik teknikle de boşaltılabilmektedir. Ayrıca mikrocerrahi teknik ile endoskopik tekniği birleştiren mikroendoskopik teknik de giderek daha yaygın olarak kullanılmaktadır.



KORUNMA YÖNTEMLERİ





Günümüzde tıp dev adımlarla ilerlemekte ve birçok hastalığın çaresi bulunmaktadır. Buna rağmen diğer bütün hastalıklarda olduğu gibi bel fıtığına yakalanmamak da en iyisidir. Yani tedbirler hastalıkla karşılaşmadan önce alınmalıdır. Maalesef insanlar sağlık gibi önemli bir nimetin kıymetini ancak onu kaybettiklerinde anlamaktadırlar. Fakat sağlık bir kez kaybedildiğinde tekrar kazanılması çok zor olmakta, bazen de bu mümkün olamamaktadır. Öyleyse sağlığımızın kıymetini hastalanmadan önce bilmeliyiz.



Bel sağlığını korumak için kişi hiçbir zaman çok ağır bir yükü kaldırmamalı, kaldıracaksa mutlak surette dizlerini kırarak yani çömelerek cismi yerden almalıdır. Belden eğilerek kaldırmamalıdır. Hiçbir cismi uzanarak almamalıdır. Meselâ, telefon çaldığında veya raftan kitap alırken uzanmamalıdır. Daima cisimlere yaklaşarak, arada mesafe bırakmaksızın almalıdır. Sağlıklı iken bel ve karın adalelerini güçlendirici egzersizler yapmalıdır. Hareketli bir hayat tarzını benimsemek yararlıdır.



 



 

















RİSKLİ POZİSYONLAR 



Günlük aktivitelerimiz esnasında vücudumuzun dikey veya yatay konumda aldığı çeşitli pozisyonlar ve beraberinde ortaya konan faaliyetin şekli bel fıtığına yakalanma riskini önemli oranda artırır veya azaltır.



İnsanın dikey pozisyonda bulunması omurganın alt kısımlarını önemli miktarda basınç altında bırakır. Çünkü bu kısmın yukarısında yer alan tüm vücut ağırlığı birkaç santimetre karelik dar bir omur parçası üzerine biner ve bu küçük kısım tarafından taşınır. Buna karşılık vücudun dik değil de desteksiz bir tarzda eğik pozisyona gelmesi, yani düşey olarak orta hattan sapması beldeki omurlar üzerine binen yükü, yani basıncı bariz şekilde daha fazla artırır.



Yapılan bilimsel araştırmalarda beldeki diskin içerisine basınç ölçebilen bir cihazla girilmiş ve çeşitli vücut pozisyonlarının diskteki basıncı ne şekilde etkilediği araştırılmıştır. Görülmüştür ki, burada bele en az yükün bindiği pozisyon, kişinin sırt üstü yattığı ve bacaklarının altını bir cisimle destekleyerek hafifçe yükselttiği pozisyondur. Ayrıca sandalyede desteksiz otururken bele binen yük, ayakta dik olarak dururken bele binen yükten daha fazladır.



Halbuki insanlar bunun tam tersinin doğru olduğunu zannederler. Neticede ayakta dik pozisyonda dururken bele binen yükün gerçekte daha az, otururken daha fazla olduğu bilinmelidir. Bu pozisyondan daha kötüsü, yani belde bulunan disklerdeki basıncı daha da artıran durum, sandalyede otururken öne doğru eğilerek yerden bir cismi almaktır. En kötüsü ise ayakta dururken öne doğru eğilerek dizler düz konumda yerdeki bir ağırlığı kaldırmaktır. Bu durumda kaldırılan ağırlığın miktarı arttıkça bel fıtığına yakalanma riski de giderek artacaktır.



Oturur pozisyonda iken kişi arkasına bir destek koyarsa veya oturduğu sandalyenin arka kısmını geriye doğru tedrici olarak yatırmaya başlarsa, bele binen yük giderek azalacak ve bel bu durumda çok daha rahatlamış olacaktır.



Öksürmek, gerinmek veya kahkaha ile gülmek ise belde yer alan disklerdeki basıncı bariz şekilde artırır. Şikâyetleri bir öksürmeyi takiben başlayan pekçok hasta ile karşılaşmaktayız.



Sağlıklı bir bele sahip olmak için günlük yaşantımızda riskli pozisyonlardan daima uzak durmalıyız.








































  



  



  

 


  



Yukarıda çizimleri görülen çeşitli vücut pozisyonlarında bele binen yük 1'den 8'e kadar numaralanmış ve en azdan çoğa doğru artarak sıralanmıştır.




 






Daha önce bel rahatsızlığı geçirmiş kişilerin

yüksekten atlamalarını asla önermeyiz.




Fıtıklaşmış disk mikroendoskopik teknik kullanılarak da boşaltılabilir.







EGZERSİZLER 



Genel sağlık açısından olduğu gibi bel sağlığı için de sporun ve sağlıklı iken yapılacak egzersizlerin önemi büyüktür. Bel, sırt, karın adalelerini güçlendirmek; eklem ve yumuşak dokuların esnekliğini artırmak için gerekli spor ve hareketlere ömür boyu devam edilmelidir. Ancak bel fıtığı gelişmesine zemin hazırlayabilecek veya bizzat sebep olabilecek mücadele sporları yerine, yüzme, yürüme ve bisiklet sürme gibi sporlar tercih edilmelidir. Yüzlerce egzersiz hareketi içerisinden de rastgele hepsini yapmak yerine belirli hareketlere öncelik tanınması gerektiğini düşündüğümüzden, bele fazla yük bindirmeyen ve gelişmekte olan bir bel fıtığını ilerletmeyecek en emniyetli dokuz hareketi sizler için seçtik. Hikâyesinde daha önce geçirilmiş bir bel rahatsızlığı bulunan veya bel fıtığına muhtemelen aday olan kimselerin bu hareketleri yapmaları faydalıdır. Ancak egzersizler yapılırken dikkat edilmesi gereken birtakım hususlar vardır:



* Egzersizler havası temiz bir ortamda (hava müsaitse evde pencereler açılabilir) altında sunta veya tahta bulunan halı veya battaniye gibi sert bir zeminde yapılmalıdır. Yumuşak veya deforme olabilen yataklar üzerinde egzersiz ve spor yapılmamalıdır.



* Bel fıtığı rahatsızlığına yakalananlar hastalığın akut ağrılı döneminde bu hareketlere başlamamalı, istirahati tercih etmelidirler. Şikâyetler geçtikten sonra doktora danışılmalı ve egzersizlere ondan sonra başlanmalıdır.



* Egzersizlere başlanınca ilk günden itibaren çok çabuk bir iyileşme beklenmemeli, sabırla hareketlere devam edilmelidir. Hareketlerin sayısı ve tempo gün geçtikçe yavaş yavaş artırılmalıdır. Başlangıçta aşırılığa kaçarak daha kötü bir duruma düşülmemelidir.



 



* Konunun uzmanı olan doktor başka şekilde tavsiye etmemiş ise ilk bir ay her hareket günde beş defa yapılmalıdır. Daha sonra her ay hareketler beşer beşer artırılarak egzersizlere devam edilmelidir.



* Ani ve zorlayıcı hareketlerden uzak durulmalıdır. Sizin için seçtiğimiz dokuz çeşit egzersiz risksiz olup daha çok bunlar tercih edilmelidir.



* Hareketler esnasında veya sonrasında normalde mevcut ağrının artmaması gerekir. Bu yüzden egzersiz sonrası şiddetli ve 15 dakikadan fazla süren bir rahatsızlık ortaya çıkarsa doktora danışılmalıdır.



* Rahatsızlık bir saatten fazla sürüyorsa o hareket egzersiz programından çıkartılmalıdır.



* Bel fıtığı ameliyatı olanlar operasyonun üzerinden üç hafta geçmeden egzersizlere başlamamalı, daha sonra başlayarak her hareketin sayısını yavaş yavaş artırmalıdırlar.



* Bu bilgiler haricinde hastanın kafasında herhangi bir soru oluşursa, uzman doktor hiç tereddüt etmeden hemen aranmalı ve yanlış bir iş yapmaktansa konunun doğrusu uzman hekimden öğrenilmelidir.



 




















.














































Sırt üstü yatarken önce bir bacağınızı 90 derece kaldırınız. Sonra aynı hareketi diğer bacağa uygulayınız.




          



Bacaklarınızı uzatarak sırt üstü yatınız. Bir dizinizi kırınız. O dizinizi elleriniz ile kavrayıp göğsünüze doğru çekerken diğer bacağınızı yere yapıştırınız. Aynı hareketi diğer bacakta tekrarlayınız.




          



 



Sırt üstü yatarak dizlerinizi kırınız. Ellerinizi dizleriniz üzerinde kenetleyip göğsünüze doğru çekerken başınızı dizlerinize değdirmeye çalışınız.




          



Sırt üstü yatarken mümkün olduğu kadar bir dizinizi göğsünüze çekiniz, diğerini düz tutunuz. Aynı hareketi diğer bacağa uygulayınız.





 

















































Ellerinizi dizlerinizin üzerinde kenetleyip bacaklarınızı göğsünüze çekiniz. Bu durumda içinizden 10'a kadar sayınız. Bu esnada omuzlarınızı yerden kaldırmayınız. Daha sonra kollarınızı ve ayaklarınızı serbest bırakınız.




          



Belinizi yere yapıştırarak öylece tutunuz. İçinizden 1'den 10'a kadar sayınız. Daha sonra serbest bırakınız. Bu hareketi tekrarlayınız. Bu esnada nefesinizi normal şekilde alıp veriniz.




          



Ayakta dik durunuz. Ellerinizi masa veya bir iskemlenin kenarına dayayınız. Dizlerinizi kırarak yere çökünüz ve sonra ayağa kalkarak gevşeyiniz.




          



El ve dizlerinizin üzerinde dururken kollarınız dik olsun. Önce kedi gibi belinizi çukurlaştırıp 10'a kadar sayınız. Sonra çenenizi göğsünüze doğru çekerken sırtınızı kamburlaştırarak yine 10'a kadar sayınız ve gevşeyiniz.




          



Önce diz üstü dik oturunuz. Sonra kollarınızı ileriye doğru uzatınız. Mümkün olduğunca öne doğru eğiliniz ve bu vaziyette 10'a kadar sayınız. Tekrar diz üstü oturur pozisyondaki ilk konumunuza dönünüz.



 


 


Bilgilendirme

Sitede bulunan paylaşım, dosya, bağlantılar her ne kadar tarafımdan yapılmış olsa da bazıları farklı istelerden esinlenmiş, alıntılanmış olabilir. Eğer sitede gördüğünüz bir paylaşımın size ait olduğunu düşünüyorsanız lütfen bana e-posta atmaktan çekinmeyin. En kısa sürede ilgileneceğimden şüpheniz olmasın

Habitat Templates  : shutterstock.com

İletişim Bilgilerim

Telefon:
Eposta: info@enginsari.com
Website: www.enginsari.com

YEDİEYLÜL İLKOKULU
Camiatik Mah. Güneş Sok.No:22
Kuşadası / Aydın, TÜRKİYE